Son yıllarda genç nesillerin beklentileri ve hayalleri üzerine birçok araştırma yapıldı. Z ve Y kuşağının kendi gelecekleri ile ilgili hayalleri, kariyer hedefleri ve yaşam tarzı seçimleri, toplumsal değişimle birlikte sürekli evriliyor. Neredeyse her ay yeni bir araştırma yayınlanıyor ve genç kuşakların hayalleri, değerleri ve öncelikleri hakkında önemli bulgular sunuyor.
Y kuşağı, 1981 ile 1996 yılları arasında doğanları kapsarken, Z kuşağı ise 1997 ve sonrasında doğmuş gençlerden oluşuyor. Y kuşağı, internetin ortaya çıktığı dönemlerde büyümüş; teknoloji ile iç içe bir hayat sürmüşlerdir, ancak çoğu zaman iş bulma ve istihdam konularında zorluklar yaşamıştır. Z kuşağı ise daha fazla dijital deneyime sahiptir ve sosyal medya ile büyümüş bir nesildir. Bu kuşaklar arasındaki en büyük farklardan biri, hayallerini gerçeğe dönüştürdükleri alanların çeşitliliğidir. Gençler, kariyerlerinde esneklik, yaratıcılık ve sosyal sorumluluk gibi unsurlara büyük önem vermekte ve geleneksel iş dünyasının ötesinde fırsat arayışına girmektedir.
Son yapılan bir araştırmada, Z ve Y kuşağının en büyük hayalleri şu şekilde sıralanmıştır: kendi işini kurmak, dünya seyahati yapmak, toplumsal etki sağlamak ve sürdürülebilir yaşam alanları yaratmaktır. Özellikle Z kuşağı, sosyal adalet, iklim değişikliği ve toplumsal bilinci artırma konularında daha hassas olup bu konulara duyarlılık göstermektedir. Y kuşağı ise daha çok kariyer odaklı bir yaklaşım sergileyerek kendi işlerini kurmanın yanı sıra, özgür ve esnek çalışma alanlarına geçiş yapmak istemektedir.
Yıllar içerisinde çalışma yaşamının dinamikleri değişse de, gençlerin en büyük hayallerinden biri kendi işlerini kurmaktır. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, Z kuşağının %72’si kendi işinin sahibi olmayı, Y kuşağının ise %65’i bu yönde bir hedef belirliyor. Bu durum, gençlerin geleceğe yönelik daha bağımsız ve yaratıcı bir yaşam tarzını benimsediğini göstermektedir. Dijitalleşmenin etkisiyle birlikte, girişimcilik kavramı daha da önem kazandı ve pek çok genç, teknoloji destekli iş fikirlerini hayata geçirerek kendi markalarını yaratmayı hedefliyor.
Dünya seyahati yapmak, gençlerin hayallerinin bir diğer önemli parçası. Z kuşağının %60’ı, Y kuşağının ise %55’i, kariyer hedeflerinin yanı sıra farklı kültürleri tanımak ve keşfetmek için bu hayali önceliklendiriyor. Gençler, yaşadıkları dünyayı daha iyi anlayabilmek için seyahatin bir araç olduğunu düşünüyorlar. Seyahat, aynı zamanda kişisel gelişimin ve deneyim kazanmanın da bir yolu olarak görülüyor. Ancak günümüzde seyahat etmek, ekonomik koşullar ve hava yolu uçuşlarındaki artış nedeniyle eskisi kadar kolay değil. Bu da gençlerin hayallerini gerçekleştirmekte bazı kısıtlamalara neden olabiliyor.
Toplumsal etki yaratma kaygısı, günümüz gençliğinin hayallerinde önemli bir yer tutuyor. Z kuşağının %58’i, Y kuşağının ise %50’si sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunmayı, gönüllü çalışmalara katılmayı ve kendi topluluklarına fayda sağlamayı büyük bir hedef olarak belirliyor. Gençler, sadece bireysel başarılarını değil, aynı zamanda toplumun genel refahına katkıda bulunmayı da önemsiyorlar. Bu durum, gençlerin sosyal adalet, çevre koruma ve insan hakları gibi konulara olan duyarlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Son olarak, sürdürülebilir yaşam alanları yaratma arzusu, hem Z hem de Y kuşağının önemli bir hayali. Genç nesil, çevre bilinci konusunda daha fazla hassasiyet gösteriyor ve bu doğrultuda evlerini, iş yerlerini ve genel yaşam alanlarını daha sürdürülebilir hale getirmek istiyor. Bu yaklaşım, sadece bireylerin değil, aynı zamanda toplumların da geleceğini şekillendirecek bir dönüşüm sürecidir. Sürdürülebilirlikteki bu artış, hem yaşam kalitesini artırma hem de doğaya duyarlı bir yaklaşımı benimseme anlamında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Z ve Y kuşağının hayalleri, daha bağımsız bir yaşam, sürdürülebilirlik, toplumsal etki ve küresel deneyimler üzerine kurulmuş durumda. Araştırmalar, gençlerin sadece bireysel başarı hedefleriyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda daha büyük bir kolektif bilinçle hareket ettiklerini gösteriyor. Gelecekte bu kuşaklar, sadece kendi hayatlarına değil, tüm insanlığa etki edecek hayaller kurmaya devam edecekler.