Yemen, son yıllarda iç savaşla sarsılmakta ve bu çatışmalar ülkede istikrarsızlığı artırmaktadır. Son gelişmeler, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki tarihi anlaşmazlıkların sıcak savaşa dönüşebileceğini gösteriyor. Her iki ülkenin de Yemen’deki etkilerini korumak adına yürüttüğü mücadele, bölgedeki güç dengelerinin nasıl şekilleneceğini belirsiz hale getiriyor. Bu çatışma, sadece Yemen’i değil, tüm Orta Doğu’yu etkileyen jeopolitik bir boyut kazanabilir.
Suudi Arabistan ve BAE, Yemen'deki çatışmada koalisyon güçleri olarak aktif rol alıyor. Suudi yönetimi, İran destekli Husilerin ilerleyişini durdurmak amacıyla 2015 yılında Yemen'e askeri müdahalede bulunmuştu. Ancak zaman içinde, birliklerinin kontrolü altında bulunan bölgelerde yerel güçlerle ve hatta birbirleriyle çatışmalara girmeye başladılar. BAE, özellikle güney Yemen’deki ayrılıkçı grupları destekleyerek kendi stratejik hedeflerini güdüyor. Bu durum, iki müttefik arasında derinleşen bir çatışmaya neden oldu. Obama yönetimi döneminde Yemen savaşına geri planda kalan BAE’nin son yıllarda aktif rol alması, Suudi Arabistan ile olan ilişkilerini de sorgulatıyor.
Yemen’deki iç savaş, sadece yerel aktörlerin değil, aynı zamanda uluslararası güçlerin de müdahil olduğu karmaşık bir çatışma halini almıştır. Suudi Arabistan ve BAE, hem siyasi hem de askeri anlamda Yemen’deki çeşitli gruplarla işbirliği yaparak kendi etkilerini artırmaya çalışıyor. Ancak bu süreç, her iki ülke arasında belirsizlik ve güvensizlik duygusunu artırmakta. Birçok gözlemci, Suudi Arabistan ve BAE’nin bu çatışmanın daha da derinleşmesine neden olabileceğini düşünmekte. Eğer bu ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar çözülmezse, bölge daha büyük bir savaşa doğru sürüklenebilir.
Yemen’deki çatışmalar, insanlık durumunu da ciddi şekilde etkilemekte. Ülkede yaşanan insani kriz, dünya genelinde en kötü durumlardan biri olarak kabul ediliyor. Yüz binlerce insan açlık, hastalık ve savaş nedeniyle hayatını kaybetti. Suudi Arabistan ve BAE'nin savaşın neden olduğu bu insani krizin çözümüne katkı sağlaması, hem uluslararası baskı açısından hem de halkın yaşamı açısından önem taşımakta. Ancak çatışma halinde kalmaları, durumu daha da kötüleştiriyor. Bu yüzden, her iki ülkenin de barışçıl bir çözüm bulması gerekmekte.
Son olarak, Yemen'deki bu durum sadece bölgesel bir çatışma olarak kalmayacak; uluslararası güçlere de yeni sorumluluklar yükleyebilir. Ülkedeki bu karmaşık yapı, dünya genelinde enerji güvenliği ve uluslararası ilişkiler açısından kritik bir nokta haline geliyor. Suudi Arabistan ve BAE arasındaki anlaşmazlığın sıcak bir çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceği, daha geniş jeopolitik dengeleri de etkileyecek ve bekleyip görmek gerekecek.