Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920 tarihinde, Kurtuluş Savaşı döneminde, Türk milletinin iradesini temsil etmek amacıyla kurulmuş olan en yüksek temsil organıdır. 2025'te 105. yaşını dolduracak olan TBMM, yalnızca Türkiye'nin değil, aynı zamanda dünya demokrasi tarihinin de önemli viraj noktalarından birisidir. Bu yazıda, TBMM’nin kuruluşundan itibaren geçirdiği süreçleri, Türkiye’nin siyasi tarihindeki yerini, iç ve dış siyasetteki etkilerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Kuruluş süreci, 1919'da işgal altındaki Anadolu topraklarında milli mücadele ruhunun uyanışıyla başlar. Türk milleti, varoluş mücadelesine girmek için TBMM'yi kurma kararı almış ve bu yeni meclis, bağımsız bir devletin inşası adına ilk adımları atmıştır. TBMM’nin kuruluşunu takip eden yıllarda, pek çok zorluğun üstesinden gelinmiş; Kurtuluş Savaşı'nın zafere ulaşması ile birlikte TBMM, milli egemenliğin ve bağımsızlığın sembolü olmuştur.
İlk Başkan Mustafa Kemal Atatürk, TBMM’yi modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmak için bir platform olarak kullanmıştır. Meclis, birçok reform ve devrim gerçekleştirmiş, bu sayede Türkiye, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma çabalarını sürdürmüştür. TBMM'nin ilk yıllarındaki en önemli görevlerinden biri, ülkeyi işgal eden düşman güçlerine karşı savaşmak ve bağımsızlık için mücadele etmek olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanı ile birlikte TBMM, ülke yönetiminde kalıcı bir otorite haline gelmiştir.
TBMM’nin 105 yıllık tarihi, yalnızca siyasi bir varlık olarak değil, aynı zamanda bir demokrasi sembolü olarak da önem taşır. Türkiye, zaman içerisinde pek çok siyasi değişim ve dönüşüm yaşamış, TBMM de bu süreçte çeşitli yapılara ve işleyişlere ev sahipliği yapmıştır. 1961 Anayasası ile TBMM’nin yetkileri genişletilmiş, 1982 Anayasası ile birlikte ise daha da güçlendirilmiştir. Bu dönemde, TBMM’nin karşılaştığı pek çok zorluk ve gelişim, Türk demokrasisinin nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Son yıllarda TBMM; siyasi partiler, seçim sistemleri, toplumsal talepler ve uluslararası ilişkiler bağlamında önemli siyasi tartışmalara ve değişimlere ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle 2010 sonrası dönemde, Türkiye’nin siyaseti karmaşık bir yapıya bürünmüş, TBMM işleyişinde ve yasama süreçlerinde değişikler meydana gelmiştir. Bu değişimler, Türk toplumunun çeşitli kesimlerinin taleplerini yansıtmaya yönelik bir çaba olarak da değerlendirilmektedir.
TBMM, sadece yasama organı değil, aynı zamanda ulusal bir temsil gücü olarak faaliyet göstermektedir. Ülkenin her bölgesinden seçilen milletvekilleri, halkın iradesini temsil etmek ve çeşitli sorunları gündeme getirmek için burada toplanmaktadır. Bu yönüyle TBMM, demokrasi kültürü ve katılımcılık açısından da büyük önem arz etmektedir.
Gelişen teknoloji ve sosyal medya, TBMM’nin işleyişine de önemli katkılar sağlamış, milletvekilleri arasındaki iletişimi kolaylaştırarak, vatandaşlarla olan bağları güçlendirmiştir. Böylelikle, TBMM’nin halkla olan etkileşimi artmış; demokratik katılımcılık anlayışı geniş bir kitleye yayılmıştır.
Sonuç olarak, TBMM’nin 105. yılı, Türk demokrasisinin güçlü bir şekilde devam ettiğini ve toplumun bütün kesimlerinin sesini duyurma çabasının sürdüğünü göstermektedir. Bu yıl, TBMM’nin hem geçmişine saygı duruşu hem de geleceğine yönelik umut ve kararlılık anlamında farklı etkinliklere ev sahipliği yapacak. Hem tarihi hem de çağdaş bir değerlendirme ile TBMM, demokrasi mücadelesinde daha nice yıllara ulaşmayı hedeflemektedir.