26 Eylül 2023 tarihinde Kütahya’nın merkezi ile çevresinde hissedilen 4,5 büyüklüğünde bir deprem, yerel halkta tedirginlik yarattı. Depremin meydana gelmesinin ardından, Türkiye’deki deprem gerçeği bir kez daha gündeme gelirken, uzmanlar bu tür doğal olayların önceden tahmin edilemeyeceğine dikkat çektiler. Kütahya’da gerçekleşen depremin ardında yatan sebepler, ani gelişen doğa olaylarının kayıtlarından aldığı notlarla incelenmelidir.
Depremin geçtiğimiz gün sabah saatlerinde gerçekleştiği bildiriliyor. Kütahya’nın merkezinin yanı sıra, çevre ilçelerde de hissedilen sarsıntılar, insanlar arasında panik oluşturdu. Birçok vatandaş, depremin hemen ardından dairelerini terk edip dışarıya koştu. Kütahya'nın yerel sakinleri, bu depremi bir önceki büyük depremin ardından en büyük ikinci sarsıntı olarak nitelendirirken, yaşanan endişe gün boyu devam etti. Yerel belediyeler, olası hasarları değerlendirmek üzere çalışmalarına hız verdi ve acil durum ekipleri, deprem sonrası felaket senaryolarına hazırlanarak hızlı bir şekilde sahaya intikal etti.
Uzmanlar, depremin ardından yaptıkları açıklamalarda, Kütahya’nın temel altyapısının deprem yönetmeliklerine uygun olduğunun altını çizdiler. Kütahya’nın zemin yapısı ve yer altı su kaynaklarının durumu, deprem sarsıntılarına karşı dayanıklılığı açısından incelendi. Scotty Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nden Dr. Ahmet Yılmaz, sarsıntının ardından yaptığı açıklamada, “Kütahya, geçmişte birçok depreme maruz kalmış bir bölge. Ancak alınan tedbirlerin ve yapılan yapı denetimlerinin, olası can kaybını en aza indirdiğini görmek sevindirici. Tüm vatandaşlarımıza bu konuda daha dikkatli olmalarını ve güvenli binalarda yaşamalarını tavsiye ediyoruz.” dedi.
Deprem sonrası Kütahya Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) ekipleri, bölgedeki durum tespiti ve destek sağlamak üzere hızlıca bölgeye sevk edildi. AFAD’ın yanı sıra yerel yönetimlerin de deprem sonrası yapıcı bir yaklaşım sergilediği gözlemlendi. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, birçok kişinin deprem anında yaşadığı anları ve sonrası dönemde yaşadığı deneyimleri paylaştığı görüldü. Bu, Kütahya halkının dayanışma halinde olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Kütahya’da meydana gelen 4,5 büyüklüğündeki deprem, aslında doğal afetlerin kaçınılmaz olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olaylar, önceden tahmin edilemese de gerekli önlemlerin alınması ve toplum bilincinin artırılması, olası kayıpların en aza indirilmesi için oldukça önemlidir. Deprem anında doğru davranış biçimleri ve acil durum yönetimi, toplumun direncini artıracak temel unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kütahya, depremden etkilenmiş olsa da, bu olay sonrasında yeniden toparlanma gücünü bir kez daha kanıtlayacaktır.