Uluslararası Para Fonu (IMF) dünya genelindeki kamu borcunun artmasının oluşturduğu risklere dair çarpıcı bir rapor yayımladı. Ekonomik belirsizliklerin, yüksek enflasyon oranlarının ve tedarik zinciri sorunlarının etkisiyle pek çok ülkenin borç yükü giderek ağırlaşıyor. IMF, bu durumun ekonomik istikrarı tehdit ettiğini ve ülkelerin mali sürdürülebilirlik stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğinin altını çizdi.
IMF'in raporuna göre, yukarıda bahsedilen etkenlerin yanı sıra COVID-19 pandemisi sonrası uygulanan mali teşvikler ve hükümetlerin salgın dönemindeki harcamaları, kamu borcunu rekor seviyelere yükseltti. Dünya genelinde 2022 itibarıyla kamu borcunun Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) oranı ortalama %100'ün üzerine çıkmışken, bazı ülkelerde bu oran %200'e kadar çıkıyor. Gelişmiş ülkelerden gelişen piyasalara kadar pek çok ülke, borç krizinin eşiğinde bekliyor.
Küresel kamu borcundaki artış, sadece bütçe dengeleri üzerinde olumsuz bir etki yaratmakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik büyümeyi de sekteye uğratacak. Hükümetler borçlarını ödemek için vergi artışlarına gitmek zorunda kalabilirler; bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. Ayrıca, yüksek borç seviyeleri, yatırımcıların ülkelere olan güvenini sarsabilir. Yatırımcılar, borç miktarı artan ülkelerin riskli hale geldiği düşüncesiyle bu ülkelere yatırım yapmaktan uzak durabilir.
IMF, ülkelerin sürdürülebilir mali politikalar geliştirmeleri için önerilerde de bulundu. Rapor, kamu borcunun yönetimi için şeffaflık, etkili bütçe yönetimi ve mali disiplinin gerekliliğine vurgu yapıyor. Ayrıca, ülkelerin borç seviyelerini kontrol altına almak için yapısal reformlara ihtiyacı olduğu da ifade ediliyor.
Sonuç olarak, IMF'in bu raporu, küresel kamu borcunun artışı konusundaki uyarıların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Hükümetler, borçlarını azaltma yollarını bulmak için hızlı ve kararlı adımlar atmazlarsa, gelecekte daha büyük ekonomik krizlerle karşılaşma riskini göz ardı edemezler.