Son yıllarda Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan hamsi balığı, Karadeniz'deki popülaritesini kaybetmeye başladı. Balıkçı teknelerinin bu sezon erken kapması, hamsi avındaki ciddi azalmayı gözler önüne seriyor. Bu durum, yalnızca balıkçıları değil, aynı zamanda hamsi severleri de derinden etkiliyor. Peki, hamsi avındaki bu düşüşün nedenleri neler? Yeni nesil balıkçılığın geleceği ne olacak? İşte, hamsinin geleceği ve denizlerde yaşanan krizin detayları.
Karadeniz'in bereketli sularında avlanan hamsi, geçmişte balıkçılar için dertlere derman olurken bu yıl tamamen farklı bir tablo ile karşı karşıyayız. Farklı balık türlerine göre daha ulaşılabilir olan hamsinin bu yılki av sezonunda balıkçılar, beklenen verimi elde edemediklerini ifade ediyorlar. Hava koşulları, su sıcaklığı ve nesil tükenmesi gibi çeşitli faktörlerin hamsinin azlığındaki rolü, uzmanlar tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Uzmanlar, iklim değişikliği, aşırı avlanma ve kirliliğin, deniz ekosistemini tehdit ettiğini belirtiyor.
Özellikle son yıllarda sıcaklık artışı, balıkların üreme dönemlerini etkileyerek sürü davranışlarını değiştirmiş durumda. Hamsilerin, avlayabilmek için daha derin sularda yoğunlaşması ve kıyılara çok fazla yaklaşmamaları, balıkçıların işini zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra, insan faaliyetleri sonucu oluşan kirlilik, yer altı sularının dengesini bozarak hamsi gibi türlerin yaşam alanlarını tehdit eder hale gelmiş durumda. Bu durum, balıkçıların av sezonunu açmalarına rağmen hamsi bulamamalarıyla sonuçlandı. Hamsi avı 2023 yılında, rekor seviyelerden uzakta gerçekleşiyor. Hatta bazı tekneler, bu yıl için hiç hamsi tutma şansı bulamadıklarını dile getiriyor.
Balıkçılar, karamsarlık içerisinde hamsi avında karşılaştıkları zorlukları aşabilmek için farklı stratejiler geliştirmeye çalışıyorlar. Gelişen teknoloji ile birlikte, sonar cihazları ve balık takip sistemleri kullanılarak en uygun avlanma bölgeleri tespit edilebilmekte. Ancak bu çözümler kısa vadede ne kadar faydalı olacağı belirsiz. Uzmanlar, denizlerin korunması ve sürdürülebilir balıkçılık politikalarının uygulanması gerektiğini vurguluyor. Balık popülasyonlarının korunması ve denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin artırılması için bazı önlemler alınmalı. Örneğin, belirli dönemlerde avlanmanın durdurulması veya kısıtlanması gibi yasaların yürürlüğe girmesi, hamsi gibi türlerin geleceğini güvence altına almak için kritik önem taşıyor.
Sonuç olarak, hamsi avındaki düşüş, birçok faktörün bir araya gelmesiyle oluşmuş karmaşık bir durum olarak karşımıza çıkmakta. Hem balıkçıların geçim kaynakları açısından hem de tüketiciler için bu durum kaygı verici. Teknelerin sezonu erken kapatması ise bu sorunun ne denli ciddi olduğunu vurgulamakta. Gelecek yıllarda hamsi avında iyileşme sağlanması için sürdürülebilir, bilim temelli yönetim stratejileri hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde, Karadeniz'in bu lezzetli ve sevimli balığı, tarih sayfalarında yer alan bir anı olarak kalabilir.